Primary Color

Secoundary Color

Layout Mode

Body Background style

Select Background Color

Select Background Image


Tarihçe

Tarihçe

Havsa Milattan önce 2-3 bin yıllarında Trakların önemli bir yerleşim yeri idi. O dönemde adı Hostizos idi.

1356 yılında Rumeli’ye geçen Türkler, 1361 yılında buraya “HOSA” adını vermişlerdir. Edirne Osmanlı Devleti’nin hükümet merkezi olduktan sonra Hosa’da bulunan Rumlar, Padişah I. Murat’ın ikâmet serbestisi ve din serbestisi ile ilgili fermanlarına aldırmadan burayı terkederek, İstanbul ve Selanik taraflarına göç etmişler.

Rumlardan boşalan kasaba ve köylere Anadolu’dan seçme aileler getirtilerek yerleştirilmiş ve özellikle her mahalleye bir bilgin veya ermiş kimsenin düşmesine dikkat edilmiştir. Bunlar kendi servetinin ve bilgisinin nispetinde mahallesine faydalı olmaya çalışmışlar. Bulundukları mahallelere kendi isimleri verilmiştir.

Havsa İsmini Alışı

Hafsa, Hafassa, Avessa, Awsa, Hapsa, Haffsa, Afsa, Khaptsa, Habsa, Hapsala, Capsa, Kapsça, HAVSAHavsa, Havsa olalı beri adından bu kadar çekmemiştir. Yukarıdaki isimler 15. Ve 16. Y.y.larda Havsa’yı ziyaret eden Batılı gezginlerin notlarında, haritalarında Havsa’yı anlatırken kullandığı isimlerden bazıları.

Öncelikle doğru bilinen bir yanlışı düzeltelim  bazı kaynaklardan Bizans döneminde Havsa’nın adının Niki olduğundan bahseder ancak bu bilgi yanlıştır. Niki Havsa’ya bağlı Hasköy’ün adıdır.

Yine bazı kaynaklar Havsa’nın adının Kanuni’nin annesi Ayşe Hafsa Sultandan geldiğini iddia etse de bir belge yoktur. Evliya Çelebi’ye göre Kanuni’nin odalıklarından Hafsa Hatundan söz ederek burada vakıf eserleri yaptırdığı iddiası konuyu çözümlemez. Osmanlı döneminde padişahların avlak yeri olan Havsa, Sokollu Mehmet Paşanın 1572 yılında Hersek Sancak Beyi iken ölen oğlu Kasım Paşa adına 1577’de yaptırdığı külliyeden cami, dua kubbesi ayakta olup Hamam ise yıkık durumdadır.

Genelde evlatlar babalarının Amel defteri kapanmasın diye yaptırdığı vakıf eserlerinde, burada tam tersi baba evladı için yaptırmıştır.

Külliye geniş bir alanı kapsamaktadır. Beş bin at ve deveyi barındıracak bir kervansaray, imaret, medrese ve üç yüz kubbeli arasta, camii ve çifte hamamdan oluşmuştur.

Kare planlı ve son cemaat mahfilli camii 1752 büyük Marmara depreminde hasar görmüştür. Anıtsal bir görüntüsü bulunan camii daha sonra 1912-13 Balkan Savaşında büyük tahribat yaşamış ve uzun yıllar kaderine terk edilmiştir. 1939 yılında Kazım Dirik Paşa tarafından onarılmıştır. Camiinin kitabesi: ”Dindar ve saygıdeğer vezir, hazreti Paşa Hak lütfuyla devlet ve ömrü devamlı olan oğlu için yapıp bu camii Eyledi burayı benzeri olmayan yüce makam Azmi görüp bu eseri dua etti ve tarihin dedi Sahibine cum’ası niyaz ey dar’üs-selam.” H:984 M:1577

Başbakanlık Osmanlı arşivlerinden ulaştığımız belgelere göre Havsa’da 2 Şubat 1881 yılında Belediye kurulmuş İbrahim Ağazade Hüseyin Ağa’nın birinci derecede ekseriyetle Belediye Başkanlığını kazandığını biliyoruz.